24 Ocak 2010 Pazar
Vol-2
Dönüyormuşum, dönecekmişim ,gecikirmiş ,yok ya 2 günden bişey olmazmış vs. Geliş tarihimle ilgili söylentiler bunlar. Dönmeyi çok istiyorum sanıyordum ama aslında umrumda değilmiş bunu farkettim.
Sanırım sadece burda ihtiyaçlarım var , yani bana batan kısmı bu. Yoksa istanbula dönüp 3 gün ihtiyaçlarımı alsam alışverişimi yapsam tekrar buraya gelsem bir sorun yokmuş. Bunları ben söylemiyorum ; kafamın içinde biri var. Durmadan konuşan , fikir sunan, düşünen ,gerekirse teselli eden, benim düşünmek istemediğim şeyler hakkında sürekli beni zorlayan; hadi bak şunu da bir düşün bak çok hoş olcak. Hadi be bi düşün bak ne hoş oluyor gibisinden.. Neyse şizofrenik yanlarımı buraya dökmek istemezdim ama başladık bir kere. Şöyle bir olay gelişiyor mesela ; toplantının tam ortasındayken masada ki küllüğü alıp adamın kafasına atsana diye bir soru soruyor bu kişi. Ulan manyak derler adama , ya ölürse , hem ne diye atıcam ki ne garezim var ? Yok ya bir atsan acaba ne olurdu nasıl hissederdin? Ya bi git toplantının konusundan uzaklaştım. Ama beni bi dinlesene? Şşşt
Bu gibi şeyler işte. Beynimin içinde bir yavşak dolanıyor ve kovamıyorum.Lakin kendisi de yalnız değil. Zaten yalnız olan bir tek ben varım. Yalnızlığı burda daha fazla hissediyorsun. Konuşamıyorsun bir kere. Sürekli senin dilinden konuşmayan senin gibi olmayan insanlar içinde neon ışıklarla işaret edilmiş gibi göze çarpıyorsun. Ona da alıştım. Artık herşeye alışabilirmişim gibi gelmeye başladı.
Tatlısız çikolatasız hatta kolasız yaşamayı da öğrendim. İnsanlar var hevesli , şunu yapalım bunu yapalım ; iyi yapalım. Peki istiyor muyum? Hayır. Öyle garip bir umursamazlık var üstümde.
Kokuya bile alışıyorum sanırım, sinekler konusunu açmama gerek yok . Canlanmaya ihtiyacım var ; makyaj yapmaya belki , belki biraz alışveriş yapmaya , belki biraz benim gibi olanları görmeye. Dönmeliyim yoksa kendime dönmek için çok geç olucak.
9 Ocak 2010 Cumartesi
Bangladesh günlükleri vol-1
Baştan uyarmak isterim ki sik sik konuşmalar yapacağım nitekim sinirlerim bozuk.İlk olarak bu Bengal memleketinden bahsetmek isterim. Kokuyor ulan !!! Bir ülkenin bütün dükkanları bütün sokakları bütün insanları kokar mı?? Evet kokabiliritesi varmış bunu da görmüş hatta burnumun direğinde hissetmiş oldum. Her yer Emirates in dubai sonrası verdiği iğrenç yemeğin sosu kıvamında kokuyor.Zaten hostese de iğrenç bu niye yemek niyetine dağıtıyorsun diye sorduğumda biz de yemiyoruz pişkinliğinde bir cevap almıştım. Neyse o çok ayrı konu. Her taraf hep sinek yine sinek. Kabullendim. Evet sinek olayını kabullendim belli ki dünyanın öbür ucuna da gelsem kaçarım yok. Yanımda ki hatunda tek bir ısırık yok lakin ben her gün off sıkmama rağmen benekler içerisindeyim. Karışık bir ilişkimiz var bu sineklerle.Elleşmemek lazım.
Bengal insanları türlü türlü görünmekte ama hepsi aynı tür. Dilenciler var mesela ,hepsinde aynı ses tonu. Maaa'aammmm!!! what??? ulan bi siktir git desen anlamaz.Adamların hepsi ayrı hırsız ayrı şerefsiz ayrı dolandırıcı.Bu tür şeyler hep müslüman ülkelerinde nedense. Ezan sesini bile inek sesinden ayırt etmek zor. Araya bengalce karıştırıyor sanırım
. Tam diyorsun ne güzel tropikal falan değişik yer , iki tane insanını görüyorsun soğuyorsun herşeyden. Hele bir de iş yapmaya uğraşıyorsan tamam zaten nefretin ötesine geçip savaş çıkartıp yakıp yıkasın geliyor ülkeyi.
Neyse.. Ne kadar daha burdayım bilmiyorum. Evde olmak zor, dışarı çıkmak keyifsiz. Hele bir de manita kazığı yiyipte öyle oturduysan gtünün üstüne çivilerin de pek hoş bir sızlama yapıyor.Beklemediğim şey miydi? Hayır hatta her allahın günü aklımdan geçen şey başıma gelmiş oldu. Ee biliyordun da ne diye sızlanıyorsun şimdi denilebilir. Çokta haklı olarak tabi. Ama öyle gelişmiyor işte. İnsan böyle bir yere düşünce kendini kandırmak istiyormuş bunu farkettim.Arkamdan adam yeni hatun arayışına girmenin ötesine geçmiş hesabını sorunca da ee tabi gizli kapaklı yapıcam seni de ortak konuşmaya mı alsaydım pişkinliğinde zeytinyağı kıvamında yüzüyor. Türkiye'ye döneyim acısını çıkarır mıyım? Çıkarıcak hevesim kaldı mı?
Bu heves işi çok önemli. Bir ilişkiye başlarsın hevesin olur herşey için. Yolunu görmezsin sonunu bilmezsin haydi bismillah girdik bir işe diye heyecanla beklersin. Lakin gelişmeler olumluya gitmez sürekli sıçışlara gelirsin.Ama malsın ya affeder geçersin hadi dersin bakalım ne olcak? Film sanki ..sonunu merak ediyorsun .Yeterince dramatik gelmez belki? İşte bu yüzden bütün dizilere filmlere şarkılara küfredebilirim. Lan tamam başından belli olmayacak ne diye sonunu merak ediyorsun? Niye yeterli gelmiyor hatalar? Dur dur şu kazığı atmadı bana, bakalım onu da atıcak mı? Ahanda attı tamamdır şimdi terkedebilirim.Bu mudur? Galiba bu dur.
Birşey demeyin biliyorum ne olduğumu.Sadece düzeltemiyorum.
Birkaç saat sonra sabah olucak, millet istanbulda gece gezmelerinde içmelerinde. Ben se sabah kaç bengalle uğraşmak zorunda kalıcam hesabındayım.Patronum lüks içinde kalıyorum sanıyor.Evet sinekler de altından.Böcekleri paha biçilemez .Hele o koku !!
Çikolatayı ,kolayı, kahveyi özlüyormuş insan. Türkiye'deyken bile görüşmediği ailesini de özlüyormuş. Her gün küfrede küfrede bindiği otobüsü bile özlüyormuş. 33b duy bunları. Akbil bastığımda çıkan iğrenç sesi bile özledim. Ayakta kalmamak için yaptığım dakika hesaplarını, oturduğum yerden kapıya ulaşabilmek için üç durak önceden yaptığım kosinüs hesaplarını vs. Çok pis duygusala bağladım ama ben uyarmıştım sik sik konuşucam diye o yüzden küfürleriniz kabul edilmeyecektir.
Bon Jovi gider bunun üstüne .Bed of roses sonra da my guitar lies bleeding in my arms yaparım. Söyle be John.bu iğrenç bengal memleketinde bir kere de benim için söyle.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)