24 Kasım 2009 Salı
Üç nokta ve sinekler
Kahve , sigara ve iştahsızlık. Bu ara çok iyi anlaşıyorum bu üçlüyle. Nerdeyse evimi dolduran neşe kaynağı gibi oldular. Evim demişken uzun süre bu evde de olamayacağım. Bilmiyorum yokluğumu fark edicekler mi ama herhalde üzerlerine sürekli pis kokulu şeyler sıkmaya çalışan dev bir yaratığın eksikliğini anlarlar sanırım sevgili iğrenç küçük sinekçiklerim ; nitekim evde bıraktığım yaşayan tek varlık onlar.
Herneyse benim bahsetmem gereken başka şeyler vardı. Bu ara bir teselli yağmuru içerisindeyim.Herkes ne kadar süper olduğumdan bahsediyor çünkü süperliği benimkiyle asla sidik yarışına giremeyecek birinden kazık yemiş bulunuyorum. Eğer onun süperliği < benim süperliğim oluyorsa burda kazık yiyen nasıl ben oluyorum ? komik durumlar işte. sanmıyorum ki aynı duruma düşen başka biri de olsaydı ne kadar süper olduğundan bahsedilmesini isterdi.tabi bu çevremizdeki insanların teselli için çabaları .Lakin gerek olmadığını düşünüyorum. İlişki bu abi , olur ya da olmaz kimsenin süperliğiyle ilgili bir durum değil.
Aslında giden kadın triplerine bağlayıp valiz toplamaya başlayarak olayı çok pis dramatize edebilirdim. Yanına da huşulu bir şarkı açtım mı tamamdır. Gidiyorum ulan :(( eee? sanki gelmiceksin. Her seferinde böyle giderken dönüşümü düşünmesem... Düşündürcek birşeyler olmasa...bakın şimdi nasıl da derin oldu değil mi? hep üç noktanın suçu bu... demiştim !
Bu aralar çok yaratıcı oldum. Sebebi ise sinekler ! Yahu dünya üzerinde daha lanet daha gereksiz daha aptal bir yaratık daha düşünemiyorum. İçtiğim kahvenin ,çayın üstüne sürekli bir şeyler kapatmak zorunda kalıyorum içine sinek düşmesin diye. Hem sineğin can güvenliği hem meşrubatın aroması bakımından. Hayır bu hayvanlar hiç mi ders almaz? Bir bardak meyve suyunun içine düşmüş otuzun üstünde sinek gördüm. Nedir bu toplu intihar mı ? Ya da her biri ehe ehe salağa bak içine düşmüş ben ondan zekiyim içine düşmeden de içerim bu mereti diye mi atlıyor anlayabilmiş değilim. Lakin bunun yanında müthiş bir bağışıklık sistemlerinin bulunduğunu da itiraf etmeliyim. Kullandığım hiç bir sinek ilacı bırakın üremelerini engellemeyi, mevcut olan nüfusu azaltmaya bile etkili olmadı. Ayrıca şöyle de bir olayları var ; ulan bu sinek ilacı !! deodorant değil ki her gün üzerinize sıkayım. Hani utanmasa durduğu yerden kanatlarını da kaldırıcak şerefsiz buraya da sık ohh mis gibi falan. Neyse ki bir süre kendilerinden uzaklaşıcam ; bunun iki tarafa da iyi geleceği kanısındayım.
Bu gecelik son olarak hastalıklı şarkılar koymayı planlıyorum mp3 player a. Yolculuk sırasında iyi gider. Dinledikçe daha da bir tribal enfeksiyona girer daha da içlenirim. Hoş oluyor acı çekmeye zorlamak. Sen bana bunu nasıl yaparsın ulan ben bunu hak ediyor muydum vs vs. Sanki karşında ki düşünmüş düşünmüş dur ulan buna bi hinlik yapayım da acı çeksin diye yapmış bunu. Dediğim gibi zorluyorum işte herkes aynı boku yapıyor seviyoruz acıyı....
tekrar diyorum ; hepsi üç noktanın suçu!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder