26 Şubat 2010 Cuma

Dramatize

Yorgunluk, ölesiye çözümsüzlük. Alışıyorum sanırım. Huzurumu satmışım buna bile alışıyorum. Ya da belki de üşenmektir benim ki. Belki de biraz korkaklık. Kendi yalanlarıma ne de güzel inanırdım oysa ki .Neden bu sefer yalanlarım kararlarım bana ihanet ediyor peki ? Unutuyorum diyorum, ama unutmamışım hiçbirşeyi. Rahatsız ediyor düşünceler, sürekli dürtüyor ama susuyorum. Dışardan konuşuyorum ama susuyorum işte harekete geçmiyorum. Zaten düşünmeye çok vakit harcıyorum. Sanki bol keseden vaktim varmış gibi. Gene saat 23 oldu. Sabah yine küfredicem bu geç kalışlarıma. İstiyorum ki geriye döndürebilsem birşeyleri. O zamanlar ki gibi kayıtsız olsam görmeyişlere. Günüm mahvolsa yine sebebsiz yere. Sonra sebebsizliğine gülsem bu tedirginliklerimin. Ama öyle bir büyümek zorunda kalmışım ki sadece düşünüyorum. Giden olmak mı battı bana ? Gidecek olmam neden batmıyor o zaman? Şimdi neden kalamıyorum ? Güvercinleri görüyorum, kıskanıyorum özgürlüklerini. Kedileri görüyorum. Bir tanesini alsam eve götürsem arkadaş olsam diyorum. Ama yine giden ben oluyorum. Acaba kedi bana tavır koyar mıydı gittiğim için ? Hatta lalelerim bile tavır alıcak ben gittiğim için. Yine küfler yerleşicek buzdolabıma. Ben gittiğim için onlar alıcak yerimi. Yine umrumda olmayanlar umrumda olmaya başlayacak hatta. Saçma sapan duygusal tribal hastalıklı emo çıkışlar yapmak istemiyorum. Ama bu siklemez kadın tavırları koyuyor bazı bazı. Öyle bir an geliyor ki , seviyorum bile bu hayatı. Ya da sürekli karıştırıyorum ben bu sevme ve alışkanlık kavramlarını. Çok şeyi değiştirmek istiyorum ama hiç bir şeyi değiştirecek vakit bulamıyorum. Başkalarının hayatlarını seyredip dinleyip kararlar alıyorum. Nerde kaldı benim özgünlüğüm ? Aman neyse ya..Şarkılar böyle, insanlar böyle, diziler bile böyle. Herşey dramatize ayarlanmış. Normaldir benim de böyle sikik tavırlara bürünmem. Gitmek istiyorum işte. Yine her boku arkamda bırakıp yine saçma hayallere bürünüp kendimi kandırıp gitmek istiyorum bu şehirden. Arkamda bıraktığım hiç bir şey YOK üstelik bu sefer. Buzdolabı bile tek kullanımlık malzemelerle dolu ki dolu bile değil herşey günlük alınıyor. Hazırlıklıyım gitmeye. Valizim elimin altında. Değişmeli bir şeyler. Belki de ben değişmemeliydim ama dediğim gibi sattık bir kere huzuru. Şimdi böyle sıkıntılar ellerimden öpüpte alnına koyunca söylenmemeyi de bilmek lazım dı ya işte ben ona gelemedim .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder